Kişinin Seks Hayatı

1.Kişinin seks hayatı olmayışının psikolojik ya da fizyolojik etkileri var mı?

Sağlıklı cinsel işlevin olmasının psikolojiye ve kişinin beden sağlığına etkileri vardır. Aynı zamanda fizyolojik ve psikolojik etkilerde cinselliği etkilemektedir. Burada çift yönlü bir ilişki vardır.

Dünya sağlık örgütüne göre cinsel sağlık; Sadece hastalık, fonksiyon bozukluğu veya sakatlığın olmaması değil, duygusal, zihinsel ve sosyal olarak cinsellikle ilgili iyilik halidir. Bu tanıma bakıldığında cinselliğin sosyal olarak iyilik hali olarak da tanımlanması yerindedir. Çünkü cinselliğin yaşantısal olarak psikolojik, sosyal, ekonomik, politik, kültürel, dini, biyolojik yönleri vardır. Dolayısı ile sağlıklı cinselliğe sahip olmama durumlarında kişilerde bu alanların gözden geçirilmesinde fayda vardır. Psikiyatrik açıdan bakıldığında cinsel işlev bozukluklarına depresyon ve anksiyete gibi kaygı bozuklukları, madde kullanımı gibi bağımlılıklar en sık görülen eşlik eden hastalıklardır. Aynı zamanda bu durum bir müddet sonra kısır döngüye dönecek ve sebep sonuç ilişkisi de giderek kaybolacaktır. Cinsel aktivitenin beyinde endorfinleri artırdığı ve serotonin sistemi üzerinden mutluluğu artırdığı ve dolayısı ile psikoloji ile yakın ilişkide olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda cinsel sağlık bireyin kimlik organizasyonu ile ilişkisi olması nedeniyle bireysel ruh sağlığını etkilerken diğer ayandan eş ile olan yakınlaşmanın en önemli bileşenlerinden biri olması nedeni ile de hem ilişkiyi hem de kişinin partnerinin psikolojini etkilemektedir. Bu nedenle cinsel işlev bozuklukları hem bireysel hem de ilişkisel sorunlara neden olabilir.

Beden sağlığı açısından bakıldığında sağlıklı cinsel ilişki ya da cinsel hayat kalp sağlığı, dolaşım sistemi, zihinsel iyilik haline neden olmaktadır. Dünya Cinsel Sağlık Birliği (WAS) tarafından 4 Eylül günü, Dünya Cinsel Sağlık Günü olarak anılıyor. 2010 yılından bu yana anılan bu özel günde, cinsel sağlık konusunda bir sosyal bilinç uyandırmak hedefleniyor.

2.Cinsel işlev bozukluğu beraberinde ne gibi psikiyatrik sorunlar getirir?

Cinsel işlevlerin artık beyin ve hormonal sistemler aracılığı ile yani nöroendokrin temelli geliştiği bilinmektedir. Dolayısı ile beynin aslında bir yanı ile en önemli cinsel organ olduğu söylenebilir. Cinsel işlev bozuklukları ülkemizde en sıklıkla erkeklerde sertleşme sorunları, kadınlarda isteksizlik ve orgazm sorunları olarak görüldüğü söylenebilir. Cinsel işlev bozuklukları erkekler ve kadınlarda en yaygın psikiyatrik bozukluk tanı grubudur. Bununla birlikte cinselliğin toplumda belki de hala mit oluşu ya da kimlik sorunu gibi algılanması yardım arayışını etkilemektedir. Çözülmemiş cinsel sorunlar bireyin psikolojin ile birlikte ilişki sorunlarına neden olmaktadır. Günümüzde bu psikiyatrik sorun şu şekilde sınıflandırılmaktadır.

1-Cinsel İstek Bozuklukları

2-Cinsel Uyarılma Bozuklukları

3-Orgazmla İlgili Bozukluklar

4-Cinsel Ağrı Bozuklukları (Disparoni Vajinismus)

5-Genel Tıbbi Bir Duruma Bağlı azalmış cinsel istek bozukluğu

6-Madde Kullanımının yol açtığı cinsel işlev bozuklukları

7-Başka Türlü Adlandırılamayan cinsel işlev bozuklukları

Görüldüğü gibi cinsel işlevler madde kullanımı ya da diğer tıbbi durumlara bağlıda gelişebilir. Örneğin bazı ilaçların yan etkileri yada damar tıkanıklıklarının ilk belirtisi de olabilir. Bu nedenle psikiyatrik tanı sistemlerinde yer alsalar da olguları tıbbi açıdan hem öyküsel olarak hem de tetkiksel olarak iyi incelenmeleri gerekmektedir.

Cinsel işlev bozukluklarına psikiyatrik açıdan bakıldığında depresyon ve anksiyete gibi kaygı bozuklukları, madde kullanımı gibi bağımlılıklara neden olabilir. Özellikle alkol ve madde kötüye kullanım ya yada cinsel işlevi attırıcı maddeler hem bağımlılık gelişimi için risk faktörü olurken hem de bu maddelerin özellikle cinsel sağlığa olumsuz etikleri vardır. Aynı zamanda olumsuz kendilik algısı, özgüven sorunları, kişiler arası ilişkilerde ilişki kalitesinin ve doyumun bozulması ve öfke kontrol sorunlarına da neden olabilir. Diğer yandan cinsel bağımlılık ya da porno bağımlılığı gibi hastalıkların getirdiği sorunlar ailesel ve sosyal yıkıma neden olabilir. Yine yaşanan travmatik yaşantılarda travma sonrası stres bozukluğuna neden olabilir. Ayrıca eşler arasında çatışmaların cinsel işlevi de etkilemesi beklenen bir durumdur. Yine aynı şekilde cinsel sorunlarda eşler arasındaki ilişkiyi olumsuz etkilemektedir.

3.Hamile iken cinsel istek arzulanması yanlış mıdır?

Gebelik, cinsel sağlığı; hem biyolojik açıdan hem de psikolojik açıdan etkileyen bir dönemdir. Fizyolojik açıdan bakıldığında gebelik döneminde değişen hormonal sistem nedeniyle kadın bedeninde birçok değişim meydana gelmektedir. Vajinal sıvılarda artma vajinal duyarlılık, memelerde hassasiyetin olması gibi değişimler cinsel sağılığı etkilemektedir. Diğer yandan gebelik dönemi ruh sağlığını da etkileyen bir dönemdir. Kaygılar artabilir ve gebelik hüznü denilen depresif yakınmaların arttığı bir dönemdir. Yine aynı şekilde anne olmaya hazırlanma cinsellikten uzaklaştırabilir. Cinsel istek ve yakınlaşmaların gebeliğe zarar vereceği algısı da bu dönemde sıkça görülmektedir. Yapılan çalışmalarda da özellikle gebeliğin üçüncü ayından sonra özellikle cinsel isteğin azaldığı bildirilmiştir. Bunun yansıra gebelikte cinsel istek ve cinsellik normaldir. Cinsel isteğinin olmaması da fizyolojik ve psikolojik nedenlerden dolayı normal olarak değerlendirilmelidir. Genel olarak bu dönemde çiftlerde cinsel birleşmenin ya da orgazmın bebeğe zarar verip vermediği korkusu yaygın olarak görülmektedir. Özel bir durum yoksa gebelik sürecinde cinsel birleşme zarar vermeyecektir. Kondom kullanılmasının da olabilecek enfeksiyonlar riskini azaltması nedeni ile önerilmektedir.

Paylaş:
Gaziantep Belediyesi
Gaziantep Valiliği
İstanbul Valiliği
Pendik Kaymakamlığı
Üsküdar Kaymakamlığı
Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı
Eyüp Kaymakamlığı