Aile İçi Geçimsizlik ve Psikoloji
Aile içi geçimsizlik ve psikoloji, Aile kurumu toplumun düzenini, kültürün ve geleneklerin sürekliliğini, yeni nesillerin eğitimini ve bireysel ihtiyaçlarını sağlayan bir kurumdur.
Aile ortamı bireylerin olumlu davranışları kazandığı ve geliştirdiği bir alan olmakla birlikte, kimi zaman olumsuz yaşantılar nedeniyle travmatik sonuçlarının da gelişebildiği bir alana dönüşebilmektedir.
Aile içi geçimsizlik ve psikoloji çerçevesinde kentleşme, küreselleşme, tüketim kültürü, digital medya gibi etkenler nedeniyle bireyselleşmenin ve “ben” düşüncesinin artmasına neden olmaktadır. Bu gibi etkenler nedeniyle sağlık ve ruhsal olarak aile kurumunu olumsuz yönde etkilemektedir.
Aile içi geçimsizlik ve psikolojide aile içi sorunlar; aile üyelerinin birbirleriyle olan ilişkilerinde ve bağlarındaki sorunlar olarak tanımlanmaktadır. Yapılan araştırmalara göre evlilik oranlarının tersine boşanmalarda artış olduğu görülmektedir. Ayrıca evlilik yaşında artışlar tespit edilmiştir.
Aile içi sorunlar denildiğinde şiddet en başta gelen sorunlar arasında yer almaktadır. Güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan, davranışların tümü şiddet olarak tanımlanır. Aile içi şiddet kısaca aile bireylerinden birisinin, ailenin diğer bireylerinin saldırısına uğraması olarak tanımlanabilir. Aile içi şiddet, dövme ve/veya yaralama, sakatlama, cinsel saldırı, tecavüz, öldürme gibi somut ve dolayısıyla kolay tespit edilebileceklerden; tespit edilmesi son derece zor olabilen sözel, duygusal, ekonomik şiddet eylemlerine kadar uzanabilmektedir. Son yıllarda aile içi şiddetin arttığı tespit edilmiştir. Eğitim, kültür, yaşam kalitesi, sosyal yapı ile şiddet davranışının azalması ile ilişkisinin olduğu bilinmektedir. Aile kurumu, şiddetin ve türlerinin öğrenildiği ilk yerdir.
Aile içi geçimsizlik ve psikolojide aile içi şiddet kişileri yaralanmalar, morluklar, kırıklar gibi fiziksel, depresyon, kaygı bozuklukları, özgüven problemleri, yeme-uyku bozuklukları gibi psikolojik olarak olumsuz etkilemektedir.
Eşler arası iletişim problemleri, geçimsizlik, ebeveyn-çocuk arasındaki iletişim sorunları, eşler arası uyum problemleri gibi aile içi iletişim sorunları da önemli aile içi sorunlardandır.
Son olarak son zamanlarda özellikle gündeme gelen ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere eşlik eden bir aile içi sorunu, eşler arasındaki sadakatsizlik ve eşlerin aldatılması olgusudur. Özellikle cep telefonların, internet ve sosyal medyanın yaygınlaşması eşlerin aldatılma ve sadakatsizlik ile karşılaşmasında artış olduğu gözlenmektedir.
Aile içi geçimsizlik ve psikolojide aile içinde yaşanılan sorunlar bireylerde depresyon, kaygı bozuklukları, uyku bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, cinsel sorunlar gibi birçok probleme neden olabilmektedir.
İyi bir ilişkide şiddet, sadakatsizlik, kontrol çabalarından uzak durmalı, sağlıklı bir iletişim içerisinde bulunmalıyız. Böylece mutlu ve huzurlu bir ilişkinin ilk adımını atmış oluruz.
Susan Sarandon’ın belirttiği gibi “Bütün mutlu aileler birbirine benzer; ama her mutsuz ailenin sadece kendine has bir hikayesi vardır.”