İlişkilerde doğru bilinen yanlışlar nelerdir?
Çocuklar doğdukları günden itibaren kadın ve erkek oluşlarına göre ayrı biçimlerde yetiştiriliyor. Büyüme sürecinde de içinde büyüdükleri kültüre göre kadın ve erkeğin ne yapıp yapmaması gerektiğini öğreniyorlar. Ergenlik dönemi ile başlayan cinsel bilgilere olan merak genellikle arkadaşlar, sosyal çevre veya gazete, dergi gibi yazılı basılı ile giderilmektedir. Öğrenilen bu bilgiler doğru olduğu varsayılmaktadır. Ancak bu bilgilerin büyük bir kısmı hatalı, hatta tümüyle yanlıştır. Eksik veya yanlış olan bu bilgiler aşırı kaygı, başarısızlık korkusu veya yüksek beklentilerin oluşması ile birlikte cinsel işlev bozukluklarının oluşmasına zemin hazırlamaktadır.
Cinsel mitleri şöyle tanımlayabiliriz: Kişilerin cinsellikle ilgili doğru bildiklerini düşündükleri yanlış inanışlardır. Bu yanlış inanışlar kişinin cinselliğe yönelik tutum ve davranışlarını etkilemektedir. Cinsel mitler, kişilerin cinsel sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bazı cinsel mitlere örnekler şöyledir:
“Erkekler duygularını belli etmemelidir; cinsel ilişki isteğini erkek belirtmelidir; erkekler cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna her zaman hazırdırlar; cinsel ilişki arzusunu belli eden kadın hafif biridir” şeklindeki kadın-erkek rollerine ilişkin cinsel mitler hem ikili ilişkilerde hem de cinsel yaşamlarında olumsuz yönde etkileyecek ve birbirlerine yönelik olumsuz yargılar içinde bulunmalarına sebebiyet verecektir.
“Sevişmek cinsel birleşme demektir; cinsel ilişkiyi erkek başlatmalı ve sürdürmelidir; sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır; sevişmek hakkında konuşmak düşünmek veya hayal kurmak onu bozar” şeklindeki cinsel ilişki esnasındaki davranışlara yönelik cinsel mitler ikili ilişkilerde duygusal ihtiyaçların yok sayılmasına ve mekanik bir hale gelmesine sebebiyet verecektir.
“Bir kez cinsel sorun yaşanırsa bu tekrarlayacak demektir; penisin vajinaya girişi zordur” şeklindeki anatomiye yönelik cinsel mitler cinsel sorunların gelişmesine sebebiyet verecektir.
Özetle; cinsel mitler cinsellik ile ilgili beklentilerin abartılı olmasına ve bu abartılı beklentilerde performans ile ilgili olarak kaygılanmalara neden olmakla beraber, çeşitli cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlayabilmektedir. Cinsel mitler, cinselliğin özgürce yaşanmasına engel olan yargılardır.