İletişim Engellerini Tanıma
1. “Bilinçli Bireyden Sağlıklı Aileye !”
Anlamak ve anlaşılmak
Hepimizin bildiği gibi ilişkiler her zaman mutlu anlardan oluşmazlar.
Ara ara sorunlar ve anlaşmazlıklar da baş gösterebilir.
Bunların üstesinden gelebilmenin başlıca yolu da doğru bir iletişim kurabilmektir.
İlişkilerde çiftlerin birlikte mutlu olmasının kaynağını, sağlıklı bir iletişim oluşturur. İletişim kurabilen çiftler, daha mutlu, güvenli ve rahat bir ilişki sürerler.
Bu nedenle, eğer ilişkinizde anlaşılmadığınızı veya karşı tarafa kendinizi aktarımda zorlandığınızı fark ediyorsanız, büyük bir ihtimalle ilişkinizde iletişim sorunları yaşanıyor demektir.
Ancak, iletişim sorunu ile başa çıkabilmek için, öncelikle ilişkinizi gözden geçirerek, partnerinizi gerçekten dinliyor musunuz? Partneriniz tarafından dinlenip anlaşılıyor musunz?.bunların farkına varmak gerekli.
Biliyoruz ki anlamak ve anlaşılmak hepimizin ihtiyacı özellikle de bir romantik ilişki içinde isek.
Bununla beraber, mutlu birlikteliklerin kolay kurulmadığını da aklınızdan çıkarmayın. Emek vermekten kaçınarak mutlu bir ilişki ve pozitif bir iletişimi sağlamak imkansız olacaktır. İlişkinizde hemen hemen her konuyu doğru iletişimi kurarak sonuca götürebilirsiniz. İlişkinizde zorlandığınızı karşılıklı olarak birbirinizi yıprattığınızı düşündüğünüz noktalarda şu 5 maddeyi aklınıza getirmekte fayda olacaktır.
1- Ne anlatmak istiyorsanız onu doğrudan söyleyin, dolaylı yoldan söylemeyin
2- Dinlemeye önem verin, karşınızdakini dinlemeden anlamanız mümkün olmayacaktır
3- Dinlenmeye önem verin, partneriniz sizi dinlemiyor olabilir. Sizi dinlediğinden emin olun ve iletişime öyle geçin
4-Bir yere varmayacak tartışmalardan kaçının, Bu ilişkinizi zedelemekten başka bir sonuç vermeyecektir.
5-İletişimde pozitif kelimeler kullanmaya özen gösterin.
İyi bir ilişkide hangi iletişim faktörleri olmalıdır;
Sağlıklı ilişki adına atılacak ilk adım sağlıklı iletişimden geçmektedir. Biliyoruz ki sağlıklı iletişim için de iki taraflı emek gerekmektedir. İlişki iki kişi arasındaki bağdır.
Bu bağın kuvvetli olması romantik ilişki içindeki bireylerin nihai hedefidir. İşte bu noktada bağın olumlu ya da olumsuz oluşunda ki ana faktör iletişim olacaktır. Ardından iyi denilen ilişkide sevgi, güven, adanmışlık, kendine yönelik saygı yani öz-saygı ve partnere yönelik saygı söz konusudur.
İyi ilişkinin yapı yapı taşında eşlerin birlikte ilerlemeleri olduğu gibi ayrı ayrı ilerlemelerinin de oldukça önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Gündelik hayatta iyi bir ilişki için sevme ve sevilmenin yetersiz olduğu bir çok kez konuşulmuştur. Elbette ki gerekli faktörlerdendir fakat yeterli değidir. Her ikili ilişkide yalnızca iyi zamanlar değil zor zamanlarda geçirecektir.
Ve iyi ilişki zor zamanlarda kişinin partneri ile takım ruhu içinde sorun çözme becerisi geliştirmesinden geçmektedir. Bazı insanlar sorun çözmekte ve başetmekte hayranlık uyandıracak kadar başarılı olurken bazıları için ise sorun çözme öğrenme aracılığıyla kazanılan bir başarı olmuştur.
Adım adım gidecek olursak,
İlk adıma sorunun tanımlanması denebilir, bazen partnerler sorunları birbirlerinden farklı tanımlıyor olabilirler. Bunun sebebi sorunun farklı olması değil, soruna sebep olan etmenlerin farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Bu farklı yorumlamalar ise kişiler arası güç savaşına dönüşür ise çatışma kaçınılmaz olur ve kişiler karşılıklı olarak birbirlerinin düşüncelerini değersizleştirmeye kadar ilerleyebilir. İşte tamda bu noktada biz uzmanlar çiftleri durdurduğumuzda aslında karşılıklı bir iletişime geçilmediğini ve hatta konuşursak kavga ederiz ondan dolayı konuşmamayı tercih ettik dediklerini çokça görmekteyiz. Davranışsal boyutta baktığımızda bir davranış ancak ödül getiriyorsa kişi onu tekrarlarız, fakat her konuşma tartışma getiriyorsa iletişime geçilmesini beklemek doğru olmayacaktır. Konuşmayı iletişim ,hatta sağlıklı iletişim yapan kurallar vardır! Özetle sağlıklı iletişim olmadan kişinin partneri ile sorun çözme becerisi geliştirmesi imkansızdır.
Farklılıklar bazen zenginliktir bazen ise fakirlik partnerlerin bunları algılaması oldukça önemlidir.
Farklılıkları konuşmak ele almak ve farklılıkları partnerlerin kendilerinde eksik gördükleri yerleri doldurmak için kullanmaları çiftlere bambaşka bir pencere açacaktır. Bu noktada iletişimsizliğin sebeplerinden birinci madde: iletişimden kaçınmaktır. İkinci madde iletişim sonunda bir sonuca varılmayacak önyargısıdır. Genellikle çiftler iletişim sonrası bir beklenti içine girerken uzlaşmanın sağlanamıyor olması hayal kırıklığın sebep olabilir.3. madde ise eşlerin ‘akıl okuma’ yoluna gidişidir. Partnerinin zihnini okumaya çalışmak yanlış sonuçlara sebebiyet verecektir. Kişiler akıl okuma yoluna gittiğinde ise bireysel gerçek ile paylaşılan gerçek birbirinden farklı olabilir.
İlişkilere olumlu yön verebilme: uzlaşma- çatışma çözme becerisi
Herkes belli bir ailede ve kültürde doğar, yaşadığı toplumun bir parçası olarak yaşamını devam ettirir. Yaşamını sosyal ilişkiler içerisinde sürdüren insanın çevresiyle ilişki kurması kaçınılmazdır.Bu süreçte ilişki kurulur, geliştirilir ve zamanla evrilebilir. Bu kurulan, geliştirilen, paylaşımda bulunulan ve emek gerektiren ilişkilerin en önemlilerinden birisi romantik ilişkilerdir.
Romantik ilişkinin tanımına bakıldığında çok sayıda tanım ile karşılaşılmaktadır. Sternberg’e göre romantik ilişki, erkek ve kadın arasında gelişen bağlılık, tutku ve yakınlığın bileşiminden oluşan bir ilişki olarak tanımlanmaktadır.
Romantik ilişkilerin sadece doyum, sürekli geliştirilen, bağlılık, duygusal deneyimler ve karşılıklı iyi ve olumlu ilişkilerden oluşan bir ilişki türü olmadığı, fiziksel etkileşimlerin ve deneyimlerin, sorun ve çatışma durumlarını içeren ve olumsuz duyguları da barındıran bir kavram olduğu düşünülmektedir.
Romantik ilişki yaşanırken bu ilişkinin gidişatını olumsuz etkileyen, yıpratıcı, örseleyici, bazen de ilişkiyi sonlandıran birtakım sorunlarda yaşanabilir. Bu sorunları ruh sağlığı uzmanları olarak bizler bir çok açıdan incelemekteyiz.
İlişkideki sorunları çözmek için atılan her adımın ilişkiyi geliştirdiği ve ilişkiden alınan doyumu arttırdığı yapılan araştırmalar sonucunda ortqaya çıkan maddelerden biridir. Romantik ilişkide çatışma kaçınılmaz bir durumdur. İlişki üzerine çalışan bir psikolog ise yaptığı araştırmalar sonucunda iletişimden kaynaklanan sorunların ve çatışma çözme becerilerindeki eksikliklerin romantik ilişkide sıkıntılara neden olduğunu söylemiştir. Romantik ilişkilerde sorun çözme becerileri ile ilişkili olduğu düşünülen kavramlardan birisi mental iyi oluştur. Mental iyi oluş, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bireyin kendi yeteneklerinin farkında olması, yaşamında oluşan stresin üstesinden gelebilmesi, iş yaşamında üretken ve faydalı olabilmesi ve yetenekleri doğrultusunda topluma katkı sağlaması olarak tanımlamıştır.
Romantik ilişkilerde sorun çözme ile ilgili olduğu düşünülen diğer kavram ise empatidir. En geniş ve bugün üzerinde uzlaşılan tanımıyla empati, bireyin kendisini karşısındakinin yerine koyarak onun düşüncelerini doğru olarak anlama, duygularını hissetme ve bu durumu ona anlatma süreci olarak tanımlanmıştır. Romantik ilişkilerin evlilik öncesi deneyim veya evliliğe hazırlık evresi olduğu düşünüldüğünde bu süreçte sorun çözme becerisine sahip olan empati yeteneği olan ve mental iyi oluş aşamasında olan bireylerin evliliklerinde daha huzurlu bir süreç geçirdiği gözlemlenmektedir. Romantik ilişkilerde sorun çözme becerilerinde bireylerin bilişsel ve duygusal empati kurmalarının ortaya çıkabilecek olası sorunları azaltıp ortadan kaldıracağı kanıtlanmıştır. Hem kişilerarası ilişkilerde hem romantik ilişkilerde uyumu, doyumu ve sağlıklı bir gidişatı yakalamak için bireylerin birbirlerini tanımasının, anlamasının ve empati kurabilmesinin ilişkilerde sorunları azaltmasında önemli olduğu düşünülmektedir. Duygusal ve romantik sorunların altında yatan sebeplerin ve söz konusu sorunlarla baş etme yöntemlerinin öğrenilmesinin, romantik ilişkilerdeki anlaşmazlıkları durduracağı, pozitif bir bakış açısı geliştireceği oldukça açıktır. Sorun yaşamak kaçınılmazdır fakat sorunu çözmek ve pozitif bir bakış açısı kazanıp ilişkiyi yıpratmamak sizin elinizdedir.
İlişkide Duygusal Farkındalık:
Duygular ruh durumumuzun nasıl olduğunu bildiren habercilerdir.Duygu kişide yaşamla birlikte başlar, Yaşam devam ettikçe gelişir evrilir ve şekillenir.
İşte bu noktada duygular olmadan ve özellikle de onları tanımadan düzgün sağlıklı ilişkiler kurmak zordur.
Bu devrede işin içine farkındalık giriyor, farkındalık nedir dendiğinde ise işin içine Kobatt Zinn
Farkındalık, Yargısız bir şekilde,Şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla,Dikkatinizi toplayabilmektir.
Yaşam şimdiki anda yaşanır ve yaşamak en nihayetinde bir dizi şimdiki andan oluşmuş bir dizidir. Ancak, şimdiki anda psikolojik olarak var olmak insanlar için oldukça zordur. Sıklıkla geçmişte ya da gelecekte yaşarız ve şimdiki deneyimlerimizi onlar hakkındaki değerlendirmelerimizle bulutlandırırız. Bunu yaparken de değerlendirmelerimizin deneyimlerle aynı şey olmadığını fark edemeyiz.
Farkındalık; psikoterapi içerisinde otuz yıla yakın bir süredir, düşünce, duygu ve beden duyumlarına belli bir şekilde odaklanmayı amaçlayan bir psikoterapi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Bu psikoterapi yönteminin depresyon, panik atak, fobi, obsesyon, stres gibi rahatsızlıklarda etkili olduğu araştırmalarda gösterilmiştir.
Farkındalık, terapide kendi duygu ve düşüncelerine karşı içgörü kazanmayı, dikkatin negatif ve takıntılı şekilde kendine odaklandığı düşünme biçimlerinden uzaklaşmayı sağlayan bir beceri olarak değerlendirilmektedir.
Peki duygusal farkındalığı ele alacak olursak,
Duygusal farkındalık denince duygusal zekadan bahsetmemek imkansızdır. Hayatımızın ve ilişkilerimizin kontrolünü ele geçirmek için ruh halimizi belirlediğimiz ve farkındalık oluşturduğumuz ilk adımdır. Aynı zamanda geliştirilebilen bir beceridir. Ancak kimi zaman duygusal farkındalık konusunda zorlanırız, Çünkü duygusal deneyimler, romantik ilişkiler değişken, öngörülemez ve zaman zaman da karmaşık olabilir. Bu konuda hepimiz hem fikir isek Görebildiğimiz tek şeyin negatif duygular olduğu bir yerde sıkışıp kalmışızdır. O noktada pozitif bir bakış açısı edinmek ve ilişkiyi empati yaparak duygusal farkındalık ile başka bir boyuta taşımak bizim elimizdedir.
“Hakikaten, iki aklımız var: biri düşünen, öteki ise hisseden aklımızdır.” Demiş Daniel Goleman.
Biz terapistler genellikle terapi seanslarında danışanlardan “partnerim beni anlamıyor” gibi söylemler duyarız.
Ya da “Dünyanın bütün ağırlığını omuzlarımda taşıyormuş gibi hissediyorum, yalnızım” gibi söylemler. İşte bu noktada ‘Duygusal Zeka’ ve ‘Dyugusal Farkındalık’ a sahip olan partnerler diğerleri kadar çok zorlanmazlar. İlişkide ki güçlüklerle daha iyi başaçıakabilirler.
Aynı zamanda araştırmalara bakıldığında duygusal farkındalığa sahip insanların kaygı, depresyon ve bunlarla ilgili bozuklukları yaşama riski daha düşüktür. Duygusal farkındalık, daha mutlu bir yaşamı düzenlemek için kullanılan önemli bir araçtır.
Kendimizi ve partnerimizi daha iyi tanıyıp yaşamımız üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmamıza yardım edecektir.
Çiftler arası duygusal paylaşımın yetersiz olması,duygusal huzursuzluğun artmasına, birbirlerine empati yapmaktan uzaklaşmaya,problem çözme becerisinden uzaklaşmaya,kızgınlığa öfke ve çatışmaya sebep olacaktır.Dolayısıyla mutlu bir ilişki ile duygusal farkındalık doğru orantılıdır.
Duygusal zeka ilişkide mutluluk ve başarı için gerekli olan niteliklerin toplamıdır diyebiliriz.
Partnerler arasında duygusal zekası yüksek olan tarafın , kendini tanıyan, ifade edebilen, olumlu ilişkiler kurabilen, empati gösterebilen, öfke ile başa çıkabilen olduğu görülmüştür.
Cooper bir araştırması sonucunda bir ilişkide yüksek seviyede duygusal zekaya sahip olan bireyler var ise daha güçlü bir ilişkiye sahip oldukları, daha etkili şekilde yol aldıkları ve hatta birliktelikleri ve iş yaşamlarında birlikte başarının tadına vardıkları tespit edilmiştir.
Bu kapsamda romatik ilişkilerde duygusal zeka ve duygusal farkındalığın rolü çok büyüktür.